Bu genellikle hastaların düşündüğü ilk şeylerden biri değildir. Web sitelerinde gördüklerine odaklanırlar ve çevrimiçi gördükleri kadar iyi sonuçlara sahip olmayı hayal ederler. Gerçek şu ki, cerrahi saç restorasyonu ile başarılabileceklerin sınırları vardır ve bu genellikle tek bir nedene, arz ve talebe bağlıdır. Cerrahi saç restorasyonu bağlamında arz ve talep kavramı oldukça basittir.

Hastaların sınırlı bir donör saç kaynağı vardır ve bu yenilenemez bir kaynaktır. Bu, saç derisinin tepesindeki kayıp bölgeye bir kez ekildiğinde, saçların orijinal olarak alındığı bölgede yenilenmediği veya yeniden çıkmadığı anlamına gelir. Birçok saç ekimi hastasının saçsız saç derisine baktığımızda, kafa derisinin tepesinde, donör bölgede mevcut olan ve büyüyen saç sayısını aşan sayıda saç kaybetmişlerdir.

Bu, ameliyatı yapan doktorun sınırlı miktarda saçla en büyük kozmetik gelişmeyi nasıl yaratacağına karar vermesi gerektiği anlamına gelir. Kaybedilen her saçı bire bir oranında değiştiremez çünkü o miktarda donör saç yoktur. Bu nedenle, çeşitli saç ekimi galerileri arasında arama yaptığınızda, ileri düzeyde saç dökülmesi yaşayan hastaların genç saç çizgileri ile tam saçlarını geri kazandığını görmezsiniz.

Peki ya saç çizgisi çekilmesi gibi hafif saç dökülmesinin olduğu durumlar? Bu vakalarda tam bir saç başını geri kazandıracak kadar greft var mı? Evet var, ancak hasta daha fazla saç kaybetmeye devam ederse, o zaman yüksek yoğunluklu düşük bir saç çizgisi oluşturmak için kullanılan saçlar, hasta yaşlandıkça yeni dökülen alanlarda kapsama oluşturmak için mevcut olmayacaktır. Bu nedenle, uygun eğitime sahip doktorlar, gelecekte daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulacağı için her zaman bir şans olacağından çok agresif olmaktan kaçınacaktır. Böyle bir durumda, bir hasta olarak, saçsız saç derisini hafif bir şekilde kapatacak donör saçın olmadığı bir pozisyonda olmak istemezsiniz.